ben çocukken aşkla seksin aynı şey olduğunu sandım bi müddet. sonra öpüşmesi bol bi filmde "ah riçırd aşkla seksi birbirine karıştırmayalım lütfen!" diye şuh kahkahalar atan kadın, hayatımın şokunu yaşattı bana. halen bu konuda kafam biraz karışıktır nitekim. misal, "aşkın birey üzerindeki etkisi mi daha yoğundur, seksin mi?" deseler cevap veremem. fakat bugün bunları tartışmakta olan bir kız grubuyla aynı dolmuşta seyahat etmenin bilincine varmış bulunuyorum. hayırlı olsun. kız grubuna da bak sen dolmuşta neler tartışıyo. gerçi seslerini alçaltmayı akıl etmiş liseli yavrularımızdı bunlar, ancak ben kulağı keskin bi abla olduğumdan ve hemen önde oturduğumdan bütün olayı dinledim. ancak bi skim anlamadım arkadaşlar. ya insan fizyolojisi biz büyüyene kadar değişmiş ya da kızlarımız secret yöntemiyle cosmogirl gibi dergilere baka baka oldurmuşlar kendilerini. bunlar tabi benim bilinç seviyemin üstünde.
bi kere zaten birey dediğimiz kavramla alakalı bazı sorunlarım var benim. mesela bireysel ısınmaya olan inancını hepimize ispatlama gayesindeki apartman yöneticimiz gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farklarının yüksek olduğu coğrafi bilgiden habersiz, "kalorifer yerine hırka, kahrolsun merkezi ısıtmalı apartman mentalitesi" diyerek eli zkinde geziyor. bu durum, gerek havanın "ankaralılara yazdan kalma günler yaşatan" duruşu olsun, gerek aşk ve/veya seksin yardımıyla olsun, dışarıda feci ısınmış olan bireylerin eve gelip terli terli soğuk su içmelerine, daha sonra da buz gibi sarı odalarda oturarak bireysel hüzünlerini yaşamalarına, sabaha kadar aşksız yataklarında götü donan aynı bireylerinse osurmadan ısınamamalarına ve dolayısıyla toplu griplere yol açmaktadır.
ayrıca aynı durum, saba tümer gibi amele çavuşluğu yapan spiker arkadaşların domuz gribi gibi (gibi diyorum bak yanlış olmasın) olmalarına, şiştikçe şişmelerine sebebiyet vermektedir. harbiden nolmuş lan o kadına, geçen birinin blogunda gördüm de. hayır bi de severdim ben o karıyı, winona ryder'a benzetirdim inceden. ve fakat davut güloğlu'yla sevişmiş bi insanın johnny depp'le sevişmiş bi insandan farkının olacağı muhakkak. üstelik de winona hırsızlık yaparken yakalandı. saba tümer'in bişey yaparken yakalandığını sanmıyorum. en fazla bişey yapıyo süsü vermiştir. magazin karısı diy mi işte, yapmıştır kesin. bu arada magazin karısı falan ama, iclal aydın'ı ayrı tutarım hepsinden. kendisinin lafını, sözünü, kitabını, programını filan (küfredicem gibi oldu ama) bilmem, takip etmem ama taş gibi karıymış abi, yazın alaçatı'da kokoş mekanlardan birinde gördüm. ha derseniz ki, "sen ne arıyodun orda?" işte o an aşkın ve seksin birey üzerindeki yoğun etkisi derim, başka da bişey demem. inanıyorum ki hayatının erkeğini görünce yanaklarına al basan bir hanım evladı değilsen, senin de birey olarak aşka, sekse verdiğin reaksiyonlar alkolün etkisiyle düşürülen omuz dekoltesi, gülerken bir bacağı dizden kırıp ayakkabı topuğunu herkeslere gösterme, gülme bitişinde kafayı öne doğru kaykılıyor havası vererek herifin göğsüne doğru ittirme şeklinde olacaktır. bunları henüz yapmamış bir karıysan henüz karı değilsindir. sana bunlar yapılmadıysa daha herif olmamışsındır, senin aşkla seksle ne işin olur zaten okullar açıldı bak.
bi kere zaten birey dediğimiz kavramla alakalı bazı sorunlarım var benim. mesela bireysel ısınmaya olan inancını hepimize ispatlama gayesindeki apartman yöneticimiz gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farklarının yüksek olduğu coğrafi bilgiden habersiz, "kalorifer yerine hırka, kahrolsun merkezi ısıtmalı apartman mentalitesi" diyerek eli zkinde geziyor. bu durum, gerek havanın "ankaralılara yazdan kalma günler yaşatan" duruşu olsun, gerek aşk ve/veya seksin yardımıyla olsun, dışarıda feci ısınmış olan bireylerin eve gelip terli terli soğuk su içmelerine, daha sonra da buz gibi sarı odalarda oturarak bireysel hüzünlerini yaşamalarına, sabaha kadar aşksız yataklarında götü donan aynı bireylerinse osurmadan ısınamamalarına ve dolayısıyla toplu griplere yol açmaktadır.
ayrıca aynı durum, saba tümer gibi amele çavuşluğu yapan spiker arkadaşların domuz gribi gibi (gibi diyorum bak yanlış olmasın) olmalarına, şiştikçe şişmelerine sebebiyet vermektedir. harbiden nolmuş lan o kadına, geçen birinin blogunda gördüm de. hayır bi de severdim ben o karıyı, winona ryder'a benzetirdim inceden. ve fakat davut güloğlu'yla sevişmiş bi insanın johnny depp'le sevişmiş bi insandan farkının olacağı muhakkak. üstelik de winona hırsızlık yaparken yakalandı. saba tümer'in bişey yaparken yakalandığını sanmıyorum. en fazla bişey yapıyo süsü vermiştir. magazin karısı diy mi işte, yapmıştır kesin. bu arada magazin karısı falan ama, iclal aydın'ı ayrı tutarım hepsinden. kendisinin lafını, sözünü, kitabını, programını filan (küfredicem gibi oldu ama) bilmem, takip etmem ama taş gibi karıymış abi, yazın alaçatı'da kokoş mekanlardan birinde gördüm. ha derseniz ki, "sen ne arıyodun orda?" işte o an aşkın ve seksin birey üzerindeki yoğun etkisi derim, başka da bişey demem. inanıyorum ki hayatının erkeğini görünce yanaklarına al basan bir hanım evladı değilsen, senin de birey olarak aşka, sekse verdiğin reaksiyonlar alkolün etkisiyle düşürülen omuz dekoltesi, gülerken bir bacağı dizden kırıp ayakkabı topuğunu herkeslere gösterme, gülme bitişinde kafayı öne doğru kaykılıyor havası vererek herifin göğsüne doğru ittirme şeklinde olacaktır. bunları henüz yapmamış bir karıysan henüz karı değilsindir. sana bunlar yapılmadıysa daha herif olmamışsındır, senin aşkla seksle ne işin olur zaten okullar açıldı bak.
9 yorum:
ve fakat; bir dönem davut güloğlum'la beraber olduğunu şimdi öğrendiğim saba tümer'in bütün sempatikliğini an itibariyle yitirmiş olması? yarın da dudak uçuklatan soğuklarıyla ünlü ankara'da olacağım. orayla ilgili bir post ile beni iyice benden almak sana kalmış.
cüneyt, saba tümer konusunda hislerini paylaşıyorum. ankara ile ilgili postlar ise benim blogda fazlasıyla var - bonham üzerinden reklam yapıyomuş gibi oldum ama bonham kusura bakmasa bari. hehe.
@cüneyt: zaten o aldığı kilolarla sempati diil patates güzeli olabilirdi ancak. ankara'yı görmek isteyen bir bahtı kara için tabii yazarız.
@wykka: ne demek, başımın üstünde yeriniz var. severiz wykka'yı ankara'dan ötürü.
bence de bilakis gayet güzel oldu wykka'nın burada muhabbete dahil olması. zira az önce kendisinin bir bilkent mezunu olduğunu, hatta vodoogirl isimli şahsın da yanlış şeapmadımsa okulumda hoca olduğunu öğrendim. bilogunu çok beğendiğimi ve izlemeye aldığımı söylememe bile gerek yok bence. ben ankara'da darlanan bir insanım bazı bazı, böyle türlü türlü bilogger dayanışmaları candır. vesselam.
hehe saolun ya. cüneyt ben bilkent mezunu diilim, hacettepe mezunuyum. vudugörl'ü de yüz yüze tanırım, o da hocadır, ben de hocayım.
mezun olduğum okulda hocalık yapmıyorum fekat. :)
oha ikiniz de bilkentte hocasınız öyleyse. benim birinizden birinizin elinden geçmiş olma ihtimalim var. inanmıyorum yoksa çiler hoca? ne esra hoca mı?
yok ben bilkentte değilim :)
hoca avına çıkmış gibisin cüneyt be hahaa.
Yorum Gönder